Düşünce DünyasıKültürel-Sanatsal VideolarSosyalTarih ve MedeniyetVideolar

Tarih nasıl anlaşılmalı aslında?

Batılı ülkelerin bilimsel anlamda tarih yazımı konusunda öncü rolü oynadığı bilinmektedir. Tarih bilimi, 19. yüzyılda batıda doğup gelişti. Batılı tarihçiler kendi tarihlerini yazdıkları gibi, diğer ülkelerin tarihini de kendi istedikleri tarzda yazdılar. Tarih nasıl anlaşılmalı aslında? konusu batılı ülkelerde ilk dönemde çarpık bir şekilde ele alındı.

Batılı ülkelerdeki ilk dönem tarihçiler, “Tarihini bilen tek varlık insandır” prensibinden hareketle işi çok ileriye götürdüler; sonuçta “Tarihi olmayan insan değildir” anlayışını benimsediler. Bu sebeple Avrupa’nın dışında kalan bölgelerdeki insanların insan olmadığını; insanla hayvan arası bir varlık olduğu görüşüne kapıldılar. Sömürgecilik ve köle ticaretinin temelini de bu temelden sakat düşünce oluşturdu.

Tarihi aslında nasıl anlamalı? – 1  / Prof. Mim Kemal Öke … yukarıdaki videoda izleyebilirsiniz

 

Tarihi aslında nasıl anlamalı? – 2  / Prof. Mim Kemal Öke … yukarıdaki videoda izleyebilirsiniz

***

“Tarih nasıl anlaşılmalı aslında?” konusunda; ülkemizin önde gelen tarihçilerinden Prof. Mim Kemal Öke’nin, ezber bozan açıklamalar yaptığı konuşmasını, yukarıdaki videolarda izleyebilirsiniz. Birlik Vakfı genel merkezinde düzenlenen Etkinlik çoğunluğu üniversite öğrencileri ve eğitim camiasından katılan çok sayıda izleyici tarafından ilgiyle takip edildi.

Tarihi çarpık anlayanlar insanlığı nasıl sömürdüler?

Tarihin bilimsel bir anlayışla yazımını ilk gerçekleştiren batılılar; bu çarpık tarih anlayışı içerisinde diğer ülkelerdeki insanları insan olarak görmemeyi tercih ettiler. Bu sakat anlayışın sonucunda, sömürgecilik ve köleleştirme Afrika’da ve diğer bölgelerde yayılmaya başladı.

Hatta Fransa’nın başkenti Paris’te bir “İNSANAT BAHÇESİ” kuruldu. Bu utanç verici “İNSANAT BAHÇESİ” içinde Afrika’dan getirilen zenci aileler hayvan gibi sergilendiler.

Ülkelerinden zorla yakalanıp, zincire vurularak Batılı ülkelere getirilen zenci aileler;
hayvan gibi “İNSANAT BAHÇESİ” kafeslerinde binlerce insana sergilendiler.

 

Ülkelerinden zorla yakalanıp, zincire vurularak Batılı ülkelere getirilen zenci aileler;
hayvan gibi “İNSANAT BAHÇESİ” kafeslerinde binlerce insana sergilendiler.

Ülkelerinden zorla yakalanıp, zincire vurularak Batılı ülkelere getirilen zenci aileler;
hayvan gibi “İNSANAT BAHÇESİ” kafeslerinde binlerce insana sergilendiler.

Hayvanat bahçesi gezer gibi, ücret öden ziyaretçiler; tel örgülerin arkasındaki çoluk çocuk sergilenen zenci ailelere fındık fıstık atıyorlardı. Tıpkı maymunlara, ördeklere veya diğer hayvanlara fıstık atar gibi zenci aileleri attıkları fıstıklarla beslediklerini düşünüyorlardı. Onların hareketlerine gülüyor, aşağılayıcı şakalar yapıyor, hayvan benzeri sesler çıkararak onları korkutmaya çalışıyorlardı.

Tarih yazımının böylesine çarpık ve sakat biçimlerde anlaşılıp uygulandığı literatüre geçmiştir. Bu durumda üzerinde düşünülmesi gereken sorular akla gelmektedir. Tarihi nasıl anlamalı aslında? Tarih yazımı nasıl yapılmalı? Tarih tekerrürden ibaret midir? Tarih yazımında hangi esaslara dikkat edilmeli? Türk tarihinin özellikleri nelerdir? İslam tarihi ve özellikleri? Abdülhamit dönemi tarihi ve tarih biliminde nasıl yazıldı? Tarihçinin özellikle önem vermesi gereken hususlar? Tarihçinin özellikleri nasıl olmalı?

Tarih felsefesi nedir? Tarih felsefesi hangi konularla ilgilenir?

Tarih felsefesi nedir? Tarih felsefesi hangi konularla ilgilenir? Bu Tarz konularla ilgilenir Tarih Felsefesi; Tarih yazımı konusunda yapılan böylesi yanlışları daha sonraki yıllarda ortaya koydu Tarih felsefesi… Tarih felsefecilerinin yaptıkları araştırma ve açıklamalar sonucunda böyle bir insanlık utancı gün yüzüne çıkmış oldu; İNSANAT BAHÇESİ !

Tarih felsefesi, insan ve toplumların değişimini ve gelişimini yönlendiren genel kanun ve kuralların araştırılması, değişimin anlamı ve insanlığın geleceği üzerine göreceli düşünceler ileri sürülmesidir. Tarihi olayların zaman, mekan zinciri içerisinde kronolojik olarak tespit edip değerlendirmenin ötesinde; tarihin, felsefi sorunları açısından bir yorumunu yapmakta, tarihi olayların yaşandığı süreçte hangi kanunların, alışkanlıkların olduğunu ve olayların illiyet bağlarını ortaya koymaya çalışmaktadır.

Tarihçinin tarihi yazarken hangi şartlarda çalıştığıyla, hangi duygusal, dini, milli ve etnik ortam ve düşüncelerden etkilendiğiyle ilgilenir. Çünkü tarihçinin içinde bulunduğu duygu ve fikir alemi tarih yazımına da doğrudan yansımakta ve yazılan tarihi subjektif biçimde etkileyebilmektedir.

Tarih felsefesi, öncelikle medeniyet ve tarihin gelişimine sebep olarak görülen genel kanunları araştırı; tarihte kronolojik olarak ne olup bittiğiyle ilgilenmez; bunun yerine olayların sebeplerini ve illiyet bağlarını araştırır. İnsanlığın tamamına ve medeniyetlere ait kültürel kodları tespit etmeye çalışır. Bu itibarla; Tarih felsefesi: metafizik, bireyci ve diyalektik tarih felsefesi olarak üçe ayrılır.

Bu sorular ve diğer pek çok konuda bilgi almak için, yukarıdaki videoları izleyebilirsiniz. Tarihi aslında nasıl anlamalı konusunda; ülkemizin önde gelen tarihçilerinden Prof. Mim Kemal Öke’nin, önemli açıklamalar yaptığı konuşmasını, yukarıdaki iki videoda izleyebilirsiniz.

***

Alıntı

Kaynak : Hüsamettin Piraz / hobitat.com

***

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir