MUHALİF MEDYAYA BİR DARBE DAHA
Hükumet ve Fethullah Gülen Cemaati olarak bilinen grup arasında yaşanan gerilim ve restleşmenin son perdesinde hükumeti eleştiren yayınların altına imza atan muhalif medya grubuna dokunuldu. Hükumet tarafından “Paralel yapı” olarak isimlendirilen gruba yakın kişilere ait televizyon ve radyo kanalları digitürk’ün ardından Türksat uydusundan da çıkarıldı.
Türkiye’nin tek uydu operatörü olan Türksat, Samanyolu Yayın Grubu’na ait bütün televizyon ve radyo kanallarının Türksat üzerinden yayın yapamayacağına karar verdi. Samanyolu grubunun uydu üzerinden yayın tahsisi sözleşmesini yenilemeyen Türksat, Samanyolu grubuna bağlı TV ve radyoların yayınlarını kesti.
Türksat’tan çıkarılan 13 kanal ve radyonun listesi şöyle:
Samanyolu Avrupa, Ebru TV, Samanyolu Haber, Mehtap TV, Yumurcak TV, Dünya TV, MC TV, Samanyolu Afrika, Tuna Shopping TV, Burç FM, Samanyolu Haber Radyo, Radyo Mehtap, Radyo Cihan (STV grubu altında yayın yapmıyor ancak STV’nin Türksat’la yaptığı sözleşmesinden yararlanıyordu.)
Toplam 13 televizyon ve radyo kanalını kapsayan sözleşmenin neden yenilenmediğine dair ise herhangi bir bilgi verilmiyor. Türksat geçtiğimiz ay da Samanyolu grubu kanallarının Kablo TV yayınlarını durdurmuş, Digiturk ise gruba ait kanalları yayın platformundan çıkarmıştı.
Türksat’a kanal yayınlarının neden kesildiğine dair gönderilen abone sorularına karşılık olarak da “Yönetim Kurulu kararı” gerekçe gösteriliyor.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) Nisan 2015 verilerine göre Türksat’ın Kablo TV 1 milyon 176 bin abonesi bulunuyor.
KAPATMANIN ARDINDAN CHP, DİJİTÜRK ABONELİĞİNİ SONLANDIRMA KARARI ALMIŞTI
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun talimatı üzerine geçtiğimiz hafta CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin Cumhuriyet Halk Partisi’nin Digitürk Aboneliğini kapatma sürecini tamamladı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Digiturk’ün bazı TV kanallarını platformdan çıkarmasına ilişkin olarak, “Digiturk’ün aldığı kararı gözden geçirmesi gerekir. Yapmadığı takdirde sadece bizim parti değil, bu ülkede demokrasi isteyen her yurttaşın Digiturk aboneliğinden çıkması lazım, bu kadar açık, net” dedi.
Digiturk’ün savcılığın kararını dikkate almaması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Umarım Digiturk çıkardığı 7 kanalı tekrar yayına koyar, doğrusu budur. Yapmadığı takdirde Digiturk bunun faturasını ağır öder. Nasıl mahkeme kararı olmadan 7 kanalın izlemesine yasak getirebilir. Böyle bir yetkisi yok. Savcı istedi diye olur mu? Mahkemeden karar alırlar, gereği yapılır mahkeme karar vermeden savcılığın iradesiyle 7 kanalı kapatırsanız bu ülkede demokrasi yok anlamına gelir. Dünyaya hesap veremeyiz. Digiturk’ün aldığı kararı gözden geçirmesi gerekir. Yapmadığı takdirde sadece bizim parti değil, bu ülkede demokrasi isteyen her yurttaşın Digiturk aboneliğinden çıkması lazım, bu kadar açık net.”
Samanyolu grubu Digitürk ve Kablo TV’den çıkartıldığında Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) heyetinin Cumhuriyet Halk Partili (CHP) üyesi Süleyman Demirkan,”Bu ancak sıkıyönetim dönemlerinde ve diktatörlüklerde olabilir. Yargı kararı olmaksızın, savcı marifetiyle ya da siyasetçilerin emrindeki bürokratlarla bu tasarrufların yapılması Türkiye’ye yakışmıyor” demişti.
Fethullah Gülen cemaatine yakın Samanyolu medya grubu kanallarının Türksat’tan çıkarılması ve milyonlarca ev ve iş yerindeki televizyonlardan çıkarılması, yine Gülen cemaatine yakın Koza İpek Medya Grubu’na kayyum atanması ve yayın politikalarının değiştirilmesinden iki hafta sonra gerçekleşti.
Samanyolu Yayın Grubu’nun Başkanı Hidayet Karaca ise hala ‘Yasadışı dinlemeler’ soruşturması kapsamında tutuklu bulunuyor.
Görüşlerine başvurduğumuz özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi üyesi bazı vatandaşlar, Samanyolu grubuna yakın muhalif medya organlarına yapılan baskı ve karartma uygulamalarını desteklerken “Onlar Hükumete ihanet ettiler, her şeyi hak ediyorlar, ne istedilerse kendilerine verildi. Bir mevkiye, kadroya personel yerleştirileceğinde ilk olarak onların yönlendirdiği kişiler yerleştirildi ama onlar bunları görmezden geldiler. Tayyip Erdoğan ne söylüyorsa, ne yapıyorsa doğrudur” şeklinde görüşlerini ifade ettiler.
Bir kısım Adalet ve Kalkınma Partisi üyesi vatandaşlar ise, “Geçmişten bugüne sokak sokak, ev ev dolaşıp oy toplamaya çalıştığımız partimizi tanıyamaz hale geldik. Geçmişte özgürlükleri savunan, yolsuzlukların üzerine giden bu parti değil miydi? Şimdi muhalif olan kişilerin ve medya organlarının susturulmasına yönelik faaliyetleri anlamakta güçlük çekiyoruz. Üstelik o televizyonlardaki programları izleyen milyonlarca vatandaş da cezalandırılmış olmuyor mu bu uygulama ile; Biz ailecek Ayna, Küçük Gelin, Kuran öğreniyorum gibi programları beğenerek izliyorduk. Şimdi televizyonlar uydudan çıkarıldığı için bu programları izleyemiyoruz. Aslında vatandaş da mağdur edilmiştir.” Şeklinde görüşlerini dile getirdiler.